Astrolog Hilal Saraç bir haftadır cezaevinde.
Kendisi Anna Göldi’den beri cezalandırılan birinci “Cadı…”
O içerideyken hem ona hem size anlatacak çok enteresan bir öyküm var.
Hani Hilal Saraç’tan evvel, cadılıkla cezalandırılan son bayan var ya, işte onunla ilgili.
Ama ondan evvel başımda üç gündür yankılanan bir sorunun karşılığını almaya çalışıyorum.
HİLAL SARAÇ DİLAN POLAT’IN NE VAKİT ÇIKACAĞINI BİLMİŞTİ
Dilan Polat mahpusa girdiğinde sanki Hilal Saraç onun yıldız falına bakmış mıdır?
Baktıysa ne görmüştür?
Oraya buraya soruşturdum, evet bakmış.
Dışardaki astrolog, içerideki fenomenin yıldız falına bakmış ve şunu söylemiş:
“Bir iki hafta içinde çıkacak…”
Nitekim çıktı…
YILDIZ FALCILAR KENDİ YILDIZ HARİTALARINA BAKAR MI
Tabi ben de merak ediyorum.
İçeride sanki kendi yıldız falına baktı mı?
Kahve falında bir gelenek vardır.
Falcı kendi falına bakmaz.
Ama yıldız falında durum nedir pek bilmiyorum.
Yıldız haritalarını çıkaran astrologlar kendi haritalarını da çıkarırlar mı…
CHACPT: ASTROLOGLAR KENDİ YILDIZ HARITALARINI DA OKUR
ChatGPT’ye sordum.
Gelen karşılık şu:
“Evet birçok astrolog kendi doğum haritasını inceler ve yıldız fallarına bakar. Bu yüzden birtakım astrologlar kendi hayatlarındaki değerli devirleri, fırsatları ve zorlukları öngörmek için haritalarını tahlil ederler.
Buna karşılık kimi astrologlar da tarafsız kalabilmek için kendi haritalarını öteki astrologlara tahlil ettirler.”
Hilal Saraç hangisini tercih eder bilmiyoruz.
Ama bildiğimiz bir şey var.
İÇERİDE KENDİ YILDIZ FALINA BAKACAK BİR ASTROLOG YOK
Anna Göldi’den beri mahpusa atılan diğer bir “Cadı” bilmiyoruz.
O nedenle içeride kendi yıldız haritasını tahlil edecek öbür bir astrolog bulma ihtimali çok az.
Varsa da öteki kabahatlerden içeri girmiş amatör bir astrologdur.
Peki sizce onun yıldız haritası nasıldır?
Onu da ChatGBT’ye sordum.
“Hilal Saraç’ın astrolojik haritası yayınlanmadığı için spesifik yorumlar yapmak mümkün değil” karşılığı geldi.
HİLAL SARAÇ BOĞA BURCU OLDUĞUNA NAZARAN DURUM NE OLACAK
Ancak şöyle bir bilgi var:
“Hilal Saraç boğa burcudur. Boğa burcu insanları pratik, sabırlı ve sağlam olarak bilinir.”
Gördüğünüz üzere fazla ilerleme kaydedemedik.
Ama madem sabırlı bir insan, hazır mahpusa girmişken ona Anna Göldi’nin kıssasını anlatayım.
Belki o da okur…
İSVİÇRE’NİN GLARUS KASABASI ADLİYE BİNASI
Sizi evvel İsviçre’de Glarus kasabasına götüreceğim.
Glarus 12 bin kişinin yaşadığı bir İsviçre kasabası.
Bu kasabanın iki katlı bir adliye binası var.
Öyle gösterişli bir bina değil.
İşte o adliye binasının üzerinde iki ışık yanar.
Bu ışıklar hiçbir vakit sönmez.
Anna Göldi’nin kıssasını anlatmaya işte bu binanın önünde yanan iki ışıktan başlayacağım.
Hikâye yeniden o binada bitecek, lakin başlangıç yeri değişikti.
ANNA GÖLDI İSİMLİ HİZMETÇİ BAYANIN ACIKLI HİKAYESİ
Anna Göldi, 24 Ekim 1734 günü, sekiz kardeşin dördüncüsü olarak doğmuş bir kızdı.
15 yaşında konut hizmetçisi olarak çalışmaya başladı.
Başından birçok olay geçtikten sonra 1780’de Johann Jacob Tschudi isimli bir tabibin meskeninde hizmetçi olarak girdi.
Görevi ailenin 5 kızına bakmaktı.
Ancak bir mühlet sonra kendisini işe alan mesken sahibinin cinsel tacizleri ile müsabakaya başladı.
Sonunda dayanamayıp, varlıklı konut sahibini kantonun dini ve isimli makamlarına şikâyet etti.
ŞİKÂYET ETTİĞİ YERDE ÇALIŞAN BİR AKRABA
Ancak hesaplayamadığı bir şey vardı.
Başvurduğu makamın değerli yöneticilerinden biri Tschudi ailesinin bir üyesiydi.
O andan itibaren her şey zıt gitmeye başladı.
Zavallı hizmetçi şikâyetçi olarak gittiği isimli makamda bir anda kendini sanık olarak buldu.
EVİN İŞVERENİ: ANNA GÖLDI KIZIMIN SÜTÜNE İĞNE ATTI
Evin işvereni Jacob Tschudi kendisinin taciz yahut tecavüzde bulunmadığını, fakat onun kızlarından birinin sütüne iğne atarak öldürmeye çalıştığını söyledi.
Tanıyanlar Anna Göldi’yi, akıllı, alımlı ve uygun eğitimli bir bayan olarak biliyordu.
Ev sahibi başı dik Anna’nın insanları etkileyip, kendi prestijini zedeleyeceğini düşündüğü için onu “Kızlarına büyü yapan bir cadı” olarak damgalamak istemişti.
ŞEYTAN KARA BİR KÖPEK ÜZERE GÖRÜNÜP BENİMLE MUAHEDE YAPTI
İlk başta tutuklanmaktan kurtuldu, özgür bırakıldı. Fakat bir mühlet sonra 9 Şubat 1782’de yakalanması talimatı verildi.
O günden itibaren hayatı geri dönülmez bir noktaya hakikat gitti.
Günlerce azap gördükten sonra kendisinden yazılı itiraf alındı:
“Kendisine siyah bir köpek olarak görünen şeytanla mutabakat yapmıştı.”
Ancak azap bitince itirafını geri aldı.
Ne var ki artık iş işten geçmişti.
Anna Göldi 13 Haziran 1782 günü başı kesilerek idam edildi.
Henüz 48 yaşındaydı…
TARİHE İDAM EDİLEN SON CADI OLARAK GEÇTİ
Dünya tarihine idam edilen son cadı olarak geçti.
Resmi suçlama “Büyücülük ve falcılıktan” çok zehirlemeye teşebbüstü.
Ama kasabada herkes bayanın büyücülük nedeniyle idam edileceğini biliyor ve konuşuyordu.
Zaten zehirleme hadiseleri için idam cezası verilmiyordu.
Soruşturmacı ve işkenceciler ona daima cadılık, büyücülük ve falcılık üzerinden yüklenmişlerdi.
SORUŞTURMA VE MAHKEME ZABITLARI TEK TEK İMHA EDİLDİ
Ancak o yıllarda bayanların cadılık nedeniyle yakılması uygulaması sona ermişti. Hem İsviçre devleti hem Vatikan buna reaksiyon gösterebilirdi.
O nedenle bütün soruşturma zabıtları ve mahkeme protokolleri tek tek imha edildi.
Geriye yalnızca zehirleme argümanı kaldı.
Ama o gün anlaşıldı ki, bu küçük muhafazakâr kasabada bayanlara cadılık suçlamaları hala yaşıyordu.
Yine de adaletten yana beşerler vardı.
Daha o günden Anna Göldi’nin masumiyetini anlatmaya çalıştılar.
226 YIL SONRA İSVİÇRE
Şimdi tekrar kıssanın bittiği noktaya Glarus kasabasındaki Adliye binasına dönüyorum.
Anna Göldi’nin vefatının üzerinden 226 yıl geçti.
O 226 yıl boyunca adalete inanan beşerler, varlıklı bir adamın iftirası ile başı kesilen Anna Göldi’yi unutturmadılar.
Sonunda Glarus kasaba meclisi 2008 yılında Anna Göldi’nin hakkındaki mahkeme kararını iptal etti.
226 YIL SONRA GLARUS ADLİYE BİNASINDA YANAN İKİ IŞIK
Meclis tıpkı oturumda adliye binasının üzerine iki ışık yakılması kararı aldı.
Karara şöyle bir cümle eklendi:
“Bu iki ışık Anna Göldi için sonsuza kadar yanacak.”
2017 yılında Glarus kasabasına Anna Göldi Müzesi açıldı.
Cadılık suçlaması ile idam edilen son bayanın ismi artık o müzede yaşıyor.
Her yıl binlerce insan gelip, erkekler tarafından yakılan “Son cadıyı” anıyor.
BU KISSANIN HİLAL SARAÇ’LA İLGİSİ YOK AMA
Adalet bazen çok gecikme ile geliyor.
Ama sonuçta geliyor.
Tabi ki bu kıssanın bir fal münasebetiyle tutuklanan Hilal Saraç’la pek ilgisi yok.
Ama şunu da düşünelim.
Anna Göldi olayından 243 yıl sonra, yaptığı bir açıklama nedeniyle bir yıldız falcısını tutuklamak, bir ağız sürçmesi nedeniyle bir bayan gazeteciyi günlerce ayağından elektronik pranga ile meskenine hapsetmek, bir bayan müellifi, toplumsal şova katıldığı için müebbetle yargılamak, bir öteki bayan gazeteciyi yaptığı mülakat nedeniyle gözaltına alıp iki gün içeride tutmak…
Bu nasıl bir şey oluyor…
Bence bütün adliye binalarında Anna Göldi ışıkları yakma vakti geldi.
Ama evvel adalet dağıtan savcı ve yargıçlar bu ışığı kendi vicdanlarında yakmalılar.